Blog / İLİŞKİLERİMİZ VE DÖNGÜLERİMİZ
İLİŞKİLERİMİZ VE DÖNGÜLERİMİZ
Biliyoruz ki, insan sosyal bir varlık ve ilişkisiz yaşaması düşünülemez. Hepimizin en temel ihtiyacı bir ilişki içerisinde olmaktır.

Biliyoruz ki, insan sosyal bir varlık ve ilişkisiz yaşaması düşünülemez. Hepimizin en temel ihtiyacı bir ilişki içerisinde olmaktır. Dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren bir öteki ( anne ) ile ilişkideyizdir, ve bu ilişki temelinde bir bağlanma geliştiririz. Bağlanma teorisyeni John Bowlby, bu bağlanmaları Güvenli ve Güvensiz ( Kaygılı, kaçıngan, kopuk) bağlanma olarak kategorize etmiştir. Bu nedenledir ki, Bağlanma en temel ihtiyacımızdır.

Buna ek olarak dünyaya geldiğimiz andan itibaren bir ihtiyacımız daha var ki, o da kimliğimizin onaylanması, görülmesi, duyulması ve varlığımızın onanması ihtiyacı. Evet, sen buradasın ve ben seni görüyorum diyen bir öteki eşliğinde kimliğimi var etmeye başlarız. Bu ikisi (Bağlanma ve Kimlik) Duygu Odaklı Çift Terapilerinin iki ayağıdır. Son ayağı ise, İlgi ve sevgi boyutudur. Eşlerin birbirinden ilgi ve sevgi ile ilişkiden aldıkları doyum ve hazzı temsil eden bu boyut, bizi ilişkide olmaya doğru motive eder.

Fakat , her ne olursa partnerler arasında bu boyutlarda problemler yaşanmaya başlar.

Kimisi ilişkide yeterince duyulmadığını, onaylanmadığını , görülmediğini hisseder , kimisi diğerinin orada olduğuna, ilişkide olduğuna yeterince güvenemediğini. Bazen olur ki, eşler ilişkilerinde ilgi ve katılımın azaldığını belirtebilirler.

DOÇT, çift terapilerine başvuran bu çiftlerin bazı temel döngüleri olduğunu ve bu döngülerin eşleri yıllardır bir kısır döngü olarak içerisine alıp onları defalarca  çıkmaz sokaklara getirdiğini belirtmektedir.

Bu döngülerden bazıları Kimlik boyutunda , bazıları Bağlanma boyutunda yaşanan olumsuz etkileşim döngüleridir.

Kaçan kovalayan döngüsü, talep eden geri çekilen döngüsü, yapışan iten döngüsü, ya da baskın olan boyun eğen döngüsü çift terapilerinde en sık karşılaşılan döngülerdendir.

Bir süre sonra bu döngülere ek olarak eşler saldırı- saldırı, geri çekilme- geri çekilme döngüleri de geliştirirler ve tartışmalar hiçbir noktaya varamadan ve çözülmeden bir dahaki probleme kadar bekler. Bir dahaki problemde altta yatan diğer sorunlarda gün yüzüne çıkar ve eşler seansa bu şekilde yıllarca biriktirdikleri yüzlerce konu ile gelebilirler.

Seansta, güvenli bir ortamda terapist eşliğinde ,  defalarca ve defalarca  konular üzerinden değil kişilerin temel ihtiyaçları, temel duyguları ve döngüler üzerinden çalışmalar yapıldığında , eşler bu döngüleri fark etmeye ve daha sonra durdurmaya başlarlar. Bu sayede yukarıda bahsedilen  olumsuz etkileşim döngüleri kırılmış olur, artık seans içerisinde yeni ve pozitif döngüler geliştirmek hedeflenir.

 

Uluslararası Duygu Odaklı Çift Terapisi Uygulayıcısı

Klinik Psikolog Gülhan Güçlü Telci